Sayfa 84 Cevabı
Soru:
İslam medeniyetinde öne çıkan sanat dallarından mimari, musiki ve edebiyat eserlerinden siz de ikişer örnek bulurak bunların hangi yönleriyle önemli olduğunu arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
Sultan Ahmet Camii
Süleymaniye Camii
Edebiyat
Kutagdu Bilig
Atabetül Hakayık
Musiki
Dede Efendi
Itri
İslam medeniyetinde öne çıkan sanat dallarından mimari, musiki ve edebiyat eserlerinden siz de ikişer örnek bulurak bunların hangi yönleriyle önemli olduğunu arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap:
Sultan Ahmet Camii
Süleymaniye Camii
Edebiyat
Kutagdu Bilig
Atabetül Hakayık
Musiki
Dede Efendi
Itri
Sayfa 85 Cevabı
oru:
Size göre din ve çevre arasında nasıl bir ilişki vardır? Arkadaşlarınızla tartışınız.
Size göre din ve çevre arasında nasıl bir ilişki vardır? Arkadaşlarınızla tartışınız.
- Cevap: Çevre problemleri konusunda,Kur’an ve Hadis literatürüne yönelen ilk Müslüman araştırmacılardan olduğu bilinen Hindistan’lı Sünni alim Abdulhafız el-Masri’nin; “ Kur’an’da çevreyle ilgili meselelerde yol gösteren ve çevreye nasıl muamele edeceğimizi öğreten yaklaşık 500 ayet vardır.
Sayfa 86 Cevabı
Size göre günümüzde ne tür tutum ve davranışlar çevreye zarar
vermektedir? İslam dininin öğütlediği çevre bilincinin oluşması için ne
gibi tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorsunuz? Arkadaşlarınızla
değerlendiriniz.
- Cevap: İnsanların sadece para kazanma amacı ve hırsıyla yapmış oldukları her türlü şey doğaya zarar vermektedir. Çünkü doğa katledilmekte kirletilmekte ve yok edilmektedir.
Sayfa 87 Cevabı
Soru:
Sosyal değişim kavramından ne anlıyorsunuz? Size göre sosyal değişim ile din arasında nasıl bir ilişki vardır? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
Günümüzde sosyal değişimin gerçekleştiği bir örnek bulunuz. Bulduğunuz örneği dinin temel ilkeleri açısından inceleyiniz.
Sosyal değişim kavramından ne anlıyorsunuz? Size göre sosyal değişim ile din arasında nasıl bir ilişki vardır? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
- Cevap: Sosyal değişme bir toplumda ekonomik büyüme ile birlikte sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda bir ilerlemenin olması demektir. Din insanın hayatını doğal olarak da toplumların yaşamını değiştiren önemli bir etkendir. Çünkü insanlar inançlarına ve inançların emirlerine uyarak yaşamlarını düzenlerler.
Sayfa 89 Cevabı
Günümüzde sosyal değişimin gerçekleştiği bir örnek bulunuz. Bulduğunuz örneği dinin temel ilkeleri açısından inceleyiniz.
- Cevap: Toplumların
türlerini, evrimini, kültürünü, kökenini değiştiren etmenler
oluştuğunda o toplumda sosyal değişme olur. Mesela kılık kıyafet kanunu
çıkarıldığında ya da latin harflerine geçildiğinde bütün toplumun yapı
ve yaşamı da bundan etkilenmiş değişimlere uğramıştır.
Ekonomi ve ekonomik hayat ne demektir? Size göre din ve ekonomi arasında nasıl bir ilişki vardır? Arkadaşlarınızla tartışınız.
- Cevap: Her
bir insan yaşamını sürdürebilmek için diğer insanların ürettiği
ürünlere ve hizmetlere ihtiyaç duyar. Örneğin içtiğimiz bir bardak çayın
üretilip masamıza kadar gelebilmesi için binlerce insan emek verir.
İnsanların ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ürün ve hizmetlerin
alınıp satılmasına ekonomi denir. Dinimiz her alanda olduğu gibi bizim
için çok önemli olan ekonomik hayatımız için de bazı düzenlemeler
getirmiştir. Bu düzenlemelere uyduğumuz takdirde hem kendimiz hem de
toplumumuz ekonomik sıkıntılarla karşılaşmaz. Allah’ın koyduğu kanunlara
göre işleyen bir ekonomi, toplumların mutlu ve güçlü olmasının
anahtardır..
Sayfa 92 Cevabı
♦ “Faiz yiyenler, (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet
nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hâl onların “Alım-satım tıpkı
faiz gibidir.” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alım-satımı helal,
faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabb’inden bir öğüt gelir de
faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi
Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir,
orada devamlı kalırlar.” (Bakara suresi, 275. ayet.)
♦ “Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hâkimler (idarecilere veya mahkeme hâkimlerine) vermeyin.” (Bakara suresi, 188. ayet.)
♦ “İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!” (Mutaffifin suresi, 1-3. ayetler)
♦ “Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, Sahih-i Müslim, İman, 164.)
♦ İnsanlara satmak üzere mal getiren rızıklandırılır. Malını stoklayıp karaborsaya düşüren lanetlenir.” (İbn Mace, Sünen, Ticaret, 6.)
♦ “Faizcilikle zenginleşen kişinin sonu mutlaka fakirliktir.” (İbn Mace, Sünen, Ticaret, 58.)
Bu ayet ve hadislerden hareketle İslam dininin ekonomik hayatı olumsuz etkileyen hangi uygulamaları yasakladığını değerlendiriniz. Bu yasakların neden konulduğunu araştırınız
♦ “Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hâkimler (idarecilere veya mahkeme hâkimlerine) vermeyin.” (Bakara suresi, 188. ayet.)
♦ “İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!” (Mutaffifin suresi, 1-3. ayetler)
♦ “Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, Sahih-i Müslim, İman, 164.)
♦ İnsanlara satmak üzere mal getiren rızıklandırılır. Malını stoklayıp karaborsaya düşüren lanetlenir.” (İbn Mace, Sünen, Ticaret, 6.)
♦ “Faizcilikle zenginleşen kişinin sonu mutlaka fakirliktir.” (İbn Mace, Sünen, Ticaret, 58.)
Bu ayet ve hadislerden hareketle İslam dininin ekonomik hayatı olumsuz etkileyen hangi uygulamaları yasakladığını değerlendiriniz. Bu yasakların neden konulduğunu araştırınız
- Cevap: faiz,rüşvet,hileli satışlar,yapay olarak fiyatlarla oynama ,karaborsacılık… Bu yasaklar ailelerin hayatını mahvettiği için insanları borca sürüklediği için yasaklanmış olabilir.
Sayfa 93 Cevabı
Din ve ekonomi konusunda öğrendiklerinizden hareketle
İslam’ın ekonomik hayat ile ilgili ne gibi ilkeler getirdiğini
arkadaşlarınızla konuşarak belirleyiniz.
- Cevap:
- Başkalarının malını haksız yollarla almayın!
- Ticâret helaldir!
- Kumar yasaktır!
- Tefecilik yasaktır!
- İsraf yasaktır!
- Garar yasaktır!
- Aldatmak yasaktır
- Piyasaya müdâhele etmemek asıldır!
- Zenginleşmek meşrûdur; ancak zenginlik Allah vergisidir!
- Cevap: Sosyal adalet en yalın anlatımla, nimet ve külfetlerin toplumda adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Bir başka deyişle, toplumda herkesin hakça bir paylaşım olduğu konusunda genel bir kanaatinin bulunmasıdır.
Sayfa 96 Cevabı
Soru:
Sizce Kur’an-ı Kerim’in insanlığa getirdiği en önemli değer hangisidir? Niçin? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
Sizce Kur’an-ı Kerim’in insanlığa getirdiği en önemli değer hangisidir? Niçin? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap: Bence Kuran’ın insanlığa getirdiği en önemli değer “barış”tır. Zira, İslam barış dinidir. Her ne kadar Müslümanlar barış içerisinde bir yaşam sürmüyorlarsa da İslam’ın özünde barış vardır. Bu barış, sadece Müslümanların değil bütün insanlığın faydasınadır.
Sayfa 97 Cevabı
“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider…” (Enfâl suresi, 46. ayet.)
Ayette verilmek istenen mesaj nedir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
♦ Kim, kime söylüyor?
Ayette verilmek istenen mesaj nedir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap: Kuran’ın emirlerine uyun kendi aranızda kavgaya tutuşmayın çünkü kendi aranızdaki tartışmalardan dolayı var olan gücünüz de erir böylece düzgün insan olmak yerine yorgun insana dönüşürsünüz.
♦ Kim, kime söylüyor?
- Cevap: Dini bütün Müslümanlara seslenilmektedir.
- Cevap: Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûm olmasından bahsedilmektedir.
- Cevap: Allah’ın azameti karşısında ona tapmak yerine insanlar birbirlerini yemekle uğraşmışlar ve bunun sonucunda işlerinden güçlerinden geride kalarak bütün enerjilerini yitirmişlerdir.
- Cevap: Allah’ın onları peygamberler ve kitaplar ile uymalarını dinlemeleri gerektiği anlatılmaktadır.
Sayfa 98 Cevabı
A. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. İslam’ın aileyle ilgili öğütleri nelerdir? Sıralayınız.
Cevap: Başkalarının malını haksız yollarla almama İslam için önemlidir. Bunun yanında Başkalarına haksızlık yapmadan, haram kılınmış yöntemleri kullanmadan ve yasak ürünler satmadan karşılıklı rızaya dayanan alım satım ve ticârî faaliyetlerde bulunmak helaldir.
5. Sosyal adalet nedir? İslamın sosyal adalete verdiği önem nedir? Açıklayınız.
“toplum – hat sanatı – sosyal adalet – aile – çevre – sosyal değişim – tezhip sanatı”
1. Aynı çatı altında birlikte yaşayan, manevi, ekonomik, sosyal ve koruyucu faaliyetler ile çocukların
bakımında işbirliği yapan, çekirdeğini iki yetişkinin oluşturduğu temel sosyal birime...aile .denir.
2. Arap harfleriyle bir yazıyı estetik ölçülere bağlı kalarak güzel bir şekilde yazma sanatına………hat sanatı.
denir.
3. İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortama……. çevre. denir.
4. Bir toplumun sosyal yapılarında, alışkanlıklarında önceki hâline göre gözlemlenebilen farklılıklara ….sosyal değişim.. .denir.
5. Toplumun değişik kesimlerinde hayat standardı, gelir düzeyi gibi birtakım ölçülerin fırsat eşitliği çerçevesinde dikkate alınmasıyla sosyal alanda sağlanan denge durumuna……..sosyal adalet ...denir.
1. İslam’ın aileyle ilgili öğütleri nelerdir? Sıralayınız.
- Cevap: Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Evleniniz çoğalınız; çünkü ben kıyamet günü ümmetlere karşı sizinle öğünürüm”
Fakat kadına zulüm ve eziyet edileceği bilinerek zevce haklarını çiğneyecek olan kimsenin evlenmesi haramdır Çünkü bu durumda aile hayatından beklenen yararlar elde edilemez
- Cevap:-İnsanlar hoşgörülü,misafirperver ve yardımsever olmuşlardır.-İnsanlar dinin kurallarına göre hareket ederek ahlak kurallarını dikkate almıştır.
-Mutlu toplumlar oluşmuştur.
-Allah’ın hoşnutluğu kazanıldığı için kavimler devam etmiştir.
- Cevap: Din bilimle ters düşmez. Çünkü bilimin gerçekçi olarak ifade ettiği konularda dinle tamamen ittifak etmektedir. Bu bakımdan dinimiz mutlak doğru olan bilimsel çalışmaları hiç bir zaman reddetmediği gibi aksine kabul etmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de geçen bir çok bilimsel ayetler mevcuttur ve bu gün bilim de bunu teyid etmektedir.
Cevap: Başkalarının malını haksız yollarla almama İslam için önemlidir. Bunun yanında Başkalarına haksızlık yapmadan, haram kılınmış yöntemleri kullanmadan ve yasak ürünler satmadan karşılıklı rızaya dayanan alım satım ve ticârî faaliyetlerde bulunmak helaldir.
5. Sosyal adalet nedir? İslamın sosyal adalete verdiği önem nedir? Açıklayınız.
- Cevap: İslam dininde adaletli olmaya büyük önem verilir. İnsanlardan, birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri istenir. Ölçü ve tartıda hile yapmak, haksızlık etmek, yalan söylemek, yalancı şahitlik yaparak adaleti yanıltmak ise dinimizde açıkça yasaklanır. Müslümanlara hakkaniyetli davranmaları ve adil olmaları öğütlenir.
- Cevap: Allah’ın gazabından korkmak gerektiği, ona itaat etmenin gerekliliği, Onun gösterdiği yoldan ayrılmamanın gerekliliği anlatılmaktadır.
“toplum – hat sanatı – sosyal adalet – aile – çevre – sosyal değişim – tezhip sanatı”
1. Aynı çatı altında birlikte yaşayan, manevi, ekonomik, sosyal ve koruyucu faaliyetler ile çocukların
bakımında işbirliği yapan, çekirdeğini iki yetişkinin oluşturduğu temel sosyal birime...aile .denir.
2. Arap harfleriyle bir yazıyı estetik ölçülere bağlı kalarak güzel bir şekilde yazma sanatına………hat sanatı.
denir.
3. İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortama……. çevre. denir.
4. Bir toplumun sosyal yapılarında, alışkanlıklarında önceki hâline göre gözlemlenebilen farklılıklara ….sosyal değişim.. .denir.
5. Toplumun değişik kesimlerinde hayat standardı, gelir düzeyi gibi birtakım ölçülerin fırsat eşitliği çerçevesinde dikkate alınmasıyla sosyal alanda sağlanan denge durumuna……..sosyal adalet ...denir.
Sayfa 99 Cevabı
C. Aşağıdaki sorulardan her biri için beş cevap seçeneği
verilmiştir. Seçeneklerden yalnızca biri doğrudur. Doğru seçeneği
bularak işaretleyiniz.
1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi İslam’ın aile kurumuna yönelik öğütleri kapsamında değerlendirilemez?
A) Evlilikte nikâh esastır.
B) Aile bireylerinin birbirlerine karşı görev ve sorumlulukları vardır.
C) Aile içi iletişimde sevgi, saygı, karşılıklı hoşgörü esastır.
D) Ailede ekonomik haklar önceliklidir.
E) Ailenin devamlılığı esastır.
A) Edebiyat
B) Dil
C) Musiki
D) Mimari
E) Ahlak
Bu ayetten aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) İslam doğal çevrenin korunmasını ister.
B) Allah (c.c.) kötülük yapanları cezalandıracaktır.
C) Kara ve denizler belli bir ölçü ve ahenk içinde yaratılmıştır.
D) Allah (c.c.) her şeyi işitir ve görür.
E) Denizler ve karalar insanların rızıklarını elde edebilecekleri alanlardır.
A) Tevhit inancı
B) Ahiret inancı
C) Namaz
D) Oruç tutulan günler
E) Ekonomik uygulamalar
1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi İslam’ın aile kurumuna yönelik öğütleri kapsamında değerlendirilemez?
A) Evlilikte nikâh esastır.
B) Aile bireylerinin birbirlerine karşı görev ve sorumlulukları vardır.
C) Aile içi iletişimde sevgi, saygı, karşılıklı hoşgörü esastır.
D) Ailede ekonomik haklar önceliklidir.
E) Ailenin devamlılığı esastır.
- Cevap: D
A) Edebiyat
B) Dil
C) Musiki
D) Mimari
E) Ahlak
- Cevap: C
Bu ayetten aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) İslam doğal çevrenin korunmasını ister.
B) Allah (c.c.) kötülük yapanları cezalandıracaktır.
C) Kara ve denizler belli bir ölçü ve ahenk içinde yaratılmıştır.
D) Allah (c.c.) her şeyi işitir ve görür.
E) Denizler ve karalar insanların rızıklarını elde edebilecekleri alanlardır.
- Cevap: A
A) Tevhit inancı
B) Ahiret inancı
C) Namaz
D) Oruç tutulan günler
E) Ekonomik uygulamalar
- Cevap: E
Sayfa 100 Cevabı
5. Aşağıdakilerden hangisi İslam’ın ekonomik hayata ilişkin öğütlerinden değildir?
A) Çalışıp üretmeyi teşvik eder.
B) Meşru yollardan kazanç esastır.
C) Mal ve mülk edinmek temel bir haktır.
D) Kişi sahip olduğu serveti sınırsız bir şekilde harcayabilir.
E) İş ve ticaret hayatında ilişkiler karşılıklı rıza ve gönüllülük üzerine kurulur.
1. ( D ) İslam, aile kurumunun korunması ve devamlılığı üzerinde önemle durur.
2. ( D ) “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir
şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine “of!” bile deme. Onları azarlama. İkisine de güzel söz söyle.” ayeti çocukların anne ve babaya karşı görev ve sorumlulukları olduğunu belirtir.
3. ( Y ) Din ve kültür arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
4. ( D ) İslam medeniyetindeki sanatlardan biri de tezhiptir.
5. ( D) İslam dininde çalışıp üretmek kadar bunun helal ve meşru yollardan olması da önemlidir.
D. Defterinize “İslam ve Aile” konulu bir kompozisyon yazınız.
A) Çalışıp üretmeyi teşvik eder.
B) Meşru yollardan kazanç esastır.
C) Mal ve mülk edinmek temel bir haktır.
D) Kişi sahip olduğu serveti sınırsız bir şekilde harcayabilir.
E) İş ve ticaret hayatında ilişkiler karşılıklı rıza ve gönüllülük üzerine kurulur.
- Cevap: D
1. ( D ) İslam, aile kurumunun korunması ve devamlılığı üzerinde önemle durur.
2. ( D ) “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir
şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine “of!” bile deme. Onları azarlama. İkisine de güzel söz söyle.” ayeti çocukların anne ve babaya karşı görev ve sorumlulukları olduğunu belirtir.
3. ( Y ) Din ve kültür arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
4. ( D ) İslam medeniyetindeki sanatlardan biri de tezhiptir.
5. ( D) İslam dininde çalışıp üretmek kadar bunun helal ve meşru yollardan olması da önemlidir.
D. Defterinize “İslam ve Aile” konulu bir kompozisyon yazınız.
- Cevap:
Sayfa 101 Cevabı
1. Ahlak, seciye, şahsiyet, karakter ve terbiye kavramlarının anlamlarını sözlük ve ansiklopedilerden araştırınız.
- Cevap: Ahlak: İnsanlardaki manevi değerlere ahlak denir. İnsanların iyi, güzel ve yararlı huy, özellik ve davranışlarıdır.
- şahsiyet: kişilik.
- terbiye: eğitim
- Cevap: İnsanın manevi yönünü ifade eden ‘ahlak’ kelimesi, yaratılış, yaratılmış karakter ve tabiat anlamlarına gelen ‘hulk’ kelimesinin çoğuludur. İslam ahlakının ana kaynakları Kuran’ı Kerim ve Efendimizin sünnetidir. İslam ahlakı, Allah’a (c.c.) ve gönderdiği peygambere itaat etmeye dayalı bir ahlak anlayışını esas almaktadır.
- Cevap: Ahlak, Bir kişinin iyi veya kötü olarak nitelenmesine sebep olan manevî değerleri, huyları ve bunların tesiri ile ortaya koyduğu davranışların bütünüdür.İslam ahlakında yerilen bazı davranışlar vardır. Bunlar:Yalan, iftira, mahremiyet ihlali, gıybet, haset, suizan, hile ve israf.
- Cevap:11-)
“Ey iman edenler! Sizden bir kavim diğeriyle alay etmesin. Olabilir ki
alay edilenler, alay edenlerden daha hayırlıdır. Bir kısım kadınlar da
diğerleriyle alay etmesinler. Umulur ki alay edilen kadınlar, alay eden
kadınlardan daha hayırlıdır. Kendi kendinizi ayıplamayın, kötü
lakaplarla sataşıp atışmayın. İman nimetine eriştikten sonra din ve
ahlak sınırlarını aşmakla ilgili isim ne kötüdür. Kim tevbe etmezse,
işte onlar, evet onlar zalimlerdir.
12-) “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Şüphesiz ki zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Sizden biriniz, ölen kardeşinin etini yemek ister mi? Ondan tiksinirsiniz. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah tevbeleri çokça kabul edendir, çok merhametlidir.” (HUCURAT SURESİ – 11/12. AYETLER)
Sayfa 104 Cevabı
Sizce ahlakın kaynakları nelerdir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
Bu ayette belirtilen ahlaki davranışı bularak arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap:
Bu ayette belirtilen ahlaki davranışı bularak arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap:
Sayfa 108 Cevabı
oplum içinde kullanılan “Edep ya hu!” ve “Edebini takın!” gibi ifadeler kimler için kullanılır? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
- Cevap: Edep eksikliği olanlara, ailesini atasını kitabını bilmeyen kafirlere insanlara saygısızlık yapanlara söylenebilir.
- Cevap Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, peygamber olmadan önce de herkesin hayran kaldığı üstün bir ahlâka sahipti. Peygamberimiz:
- Herkesle iyi geçinirdi.
- Kimseyi incitmezdi.
- Kimseye haksızlık etmezdi. Kimsenin malına göz dikmezdi.
- Ona, güvenilir kimse anlamında “el-Emîn” derlerdi.
Sayfa 109 Cevabı
İslam dininin yapılmasını yasakladığı davranışlardan hangilerini biliyorsunuz? Arkadaşlarınızla konuşarak bir liste oluşturunuz.
- Cevap: İslam’ın yasakladığı davranışlar şu şekildedir:*Allah’a karşı ve kullara karşı kibirli olmak yasaktır.*Allah’tan umut ve ümit kesmek yasaktır.
*İnsanlara ve çevreye kötülükte bulunmak yasaktır.
*Cimri davranmak yasaktır.
*İftira atmak, dedikodu yapmak, yalan söylemek, gıybet etmek yasaktır.
*İkiyüzlü davranmak, rüşvet alıp vermek yasaktır.
*İyilikleri başa kakmak, kendini beğenmek, kötü düşünceler beslemek yasaktır.
*Kıskançlık yapmak, fitne çıkarmak yasaktır.
*Fesat çıkarmak, israf yapmak yasaktır.
*Adam öldürmek yasaktır.
*Gösteriş yapmak yasaktır.
- Cevap: Yalan söylemeyi adet edinen kişinin sözlerine kimse inanmaz. Öyle ki bir gün evinde yangın çıksa da evim yanıyor, imdat ! diye bağırsa, inanıp yardıma koşan olmaz.
- Cevap: Yalan, insanları yanıltma, olmayan bir şeyi olmuş gösterilmesi, kişinin doğruluktan ayrılarak gerçeğin karşıtını gerçekmiş gibi göstermesi, olmayan bir şeyi olmuş gibi, olmayan bir şeyi de olmamış gibi göstermesidir. Yalan kişilere ve toplumlara zararı oldukça fazladır. Yalancının onur ve saygınlığı kendisi için ve toplum için zedelenir. Sürekli yalan söyleyen birinin toplumla barışık çevresiyle sağlıklı ve özgüven içinde yaşaması imkansızdır. Herkese yalan söyleyen bir kişi toplum tarafından saygı gördüğü düşünülemez
Sayfa 110 Cevabı
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun…”
(Mâide suresi, 8. ayet.)
İslam dininde yalancı şahitlik konusunda niçin özel bir uyarı vardır? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
(Mâide suresi, 8. ayet.)
İslam dininde yalancı şahitlik konusunda niçin özel bir uyarı vardır? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: En sevdiğimiz insan aleyhine bile olsa, hatta kendi aleyhimize bile olsa gerçekleri söylemek durumundayız. bir tanecik yalan söyleyip kurtulayım diyemeyiz. hatta ayetlere göre, “yalan da söylemiyim, doğru da söylemiyim, tarafsız kalayım,” bile diyemiyoruz. doğruları söylememiz gerekiyor.
- Cevap: Aslında hiç bir suçu olmayan birine iftira atılmasın diye söylenmektedir. Yalan iftiradan aslı olmayan iftiradan korusun diye .
Sayfa 111 Cevabı
Sizce insanı iftira etmeye yönlendiren sebepler nelerdir? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Bu hadiste verilmek istenen mesaj nedir? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: Bir insana yapmadığı bir kötülüğü isnat etmek, işlemediği bir suçu işledi demek “iftira”dır, manevi kişiliğine saldırıdır. İnsan ancak yanlış yola saparsa, kıskançlık pençesine düşerse bir başkasının başarısını kabullenmek yerine kendi başarısızlığını örtmeye çalışırsa iftira etmeye yönelir.
Bu hadiste verilmek istenen mesaj nedir? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: İnsan biri için kötülük dilerse günün birinde dilediği bu kötülük onun başına gelecektir. Çünkü insan bir başkasının ancak iyiliğini düşünmelidir.
- Cevap: Çok ağır cezalar verilmeli, iftira eden kişi öyle bir şey yaptığı için pişman olacak şekilde karşılığını hukuki olarak ve de vicdani olarak ödeyeceğini bilirse belki bu davranışından vazgeçecektir.
Sayfa 113 Cevabı
“Hz. Ömer (r.a.) zaman zaman geceleri Medine sokaklarında teftişe
çıkardı. Yine bir gece sokakları gezerken evlerden birinde bir adamın
şarkı söylediğini duydu. Hemen evin duvarına tırmandı ve içeride gördüğü
nahoş durum karşısında şöyle seslendi: ‘Ey Günahkâr! Allah’ın
yasakladığı bir şeyi işlediğin hâlde Allah’ın senin günahını
gizleyeceğini mi sandın?’ Bunun üzerine içerideki adam, ‘Ve sen ey
müminlerin emiri! Hakkımda (karar vermek için) acele etme! Ben bir
konuda Allah’a karşı geldiysem, sen Allah’a üç konuda karşı geldin.
Allah, ‘Birbirinizin kusurunu araştırmayın.’ (Hucurât suresi, 12. ayet.)
buyuruyor, sen araştırdın. Allah, ‘Evlere kapılarından girin.’ (Bakara
suresi, 189. ayet.) buyuruyor, sen duvarıma tırmandın ve izin almadan
evime girdin. Hâlbuki Allah, “Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka
evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam
vermeden girmeyin.” (Nûr suresi, 27. ayet.) buyuruyor.’ Bu sözler
üzerine Hz. Ömer (r.a.), ‘Eğer seni affedersem sen de beni iyilikle
karşılar mısın?’ der. Adam, ‘Evet’ diyerek onu affeder ve Hz. Ömer
(r.a.) evden çıkar gider.”
(Ahmed b. Hanbel, Fedailü’s-Sahabe, C 2, s. 322)
Bu olayı, İslam’ın özel hayata verdiği değer açısından arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
Bu söze göre gıybet nedir? Sizce hangi davranışlar gıybet olarak değerlendirilebilir? ArkadaşIarınızla paylaşınız.
(Ahmed b. Hanbel, Fedailü’s-Sahabe, C 2, s. 322)
Bu olayı, İslam’ın özel hayata verdiği değer açısından arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: Bu kısa hikayeden göreceğimiz üzere insanların özel hayatına her ne olursa olsun müdahelede bulunmak kabul edilir bir şey değildir. Ev sahibi evinde ne isterse yapar, doğru da yanlış da Allah tarafından cezalandırılacaktır.
Bu söze göre gıybet nedir? Sizce hangi davranışlar gıybet olarak değerlendirilebilir? ArkadaşIarınızla paylaşınız.
- Cevap: İnsanların duygularını karşıdakinin yüzüne söylemesi yerine arkasından konuşmasına gıybet denmektedir.
Sayfa 115 Cevabı
“Gıybeti dinleyen, gıybeti yapan gibidir.”
(Hz. Ali)
Bu sözü arkadaşlarınızla yorumlayanız.
(Hz. Ali)
Bu sözü arkadaşlarınızla yorumlayanız.
- Cevap: Gıybet yapan kadar bu gıybetin yapılmasına itiraz etmeyip gıybeti dinleyen de en az yapan kadar suç işlemiş sayılır denmek istenmektedir.
- Cevap: Bir başkasının başarısını kıskanmak yerine çalışarak üreterek çabalayarak bizler de o kişiler kadar başarılı olabiliriz birileri hakkında dedikodu yapmaktansa oturup çalışmak daha iyidir.
Sayfa 116 Cevabı
Sizce hasedin sebepleri nedir? Ne gibi bireysel ve toplumsal
zararları vardır? Düşüncelerinizi ^ arkadaşlarınızla paylaşıp birlikte
bir liste oluşturunuz.
Bu hadiste verilen mesaj nedir? Siz kimlere gıpta ediyorsunuz? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: Düşmanlık, kıskançlık, kibir, liderlik sevdası ve kötü huy hasedin sebepleridir. Topluma büyük zarar veren hareketlerdir bunlar. Çünkü toplum içinde ayrışmaya çatışmaya yol açarak huzurun kaybolmasına yol açacak davranışlardır bunlar.
Bu hadiste verilen mesaj nedir? Siz kimlere gıpta ediyorsunuz? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: İnsanlar kendilerine verilen aklı kullanır ya da onlara kalan mirası büyüterek namusuyla sermayesini arttırsa o kişi halk tarafından gıpta edilen kişi konumunda olur.
Sayfa 117 Cevabı
Soru:
Kötü zanda bulunmamak için ne yapabiliriz? Arkadaşlarınızla konuşup çözümler üreterek değerlendiriniz.
Kötü zanda bulunmamak için ne yapabiliriz? Arkadaşlarınızla konuşup çözümler üreterek değerlendiriniz.
- Cevap: Kötü zanda bulunmamak için Müslümanlar hakkında işitilen yalan yanlış sözleri araştırmadan kanaat getirmemek gerekir. Bu tür söylentileri düşünmeden doğru imiş gibi benimsemek, onlar hakkında kötü düşünce ve kanaat besleyerek yanlış hükümler vermek yerine araştırmalı işin doğrusunu bulmaya çalışılmalıdır.
Sayfa 119 Cevabı
insanlar arası ilişkilerde güven niçin önemlidir? Hile yapmak
insandaki güven duygusunu nasıl zedeler? Arkadaşlarınızla tartışınız.
- Cevap: Güven insanlar arasındaki en önemli duygudur. Çünkü güven sayesinde ilişkiler düzenlenir insanlar birbirleriyle ilişkilerini düzenlerler. Hile yapan insana kimse güven duymaz. Çünkü insanları bir kez bile kandırırsanız bir daha size güvenmez sizinle olan her türlü alış verişini keser bu da ilişkilerinizin bozulmasına neden olacaktır.
- Cevap: Işıklar açıkken kullanılmaktadır. İsraf çok kötü bir şeydir. Bu yüzden ışıklar lüzumsuz ise kapatılmalı enerji tasarrufu sağlanmalıdır.
Sayfa 122 Cevabı
Arkadaşlarınızla Hucurât suresinin 11-12. ayetlerinin
meallerini birkaç defa okuyunuz. Yapılan açıklamaları da dikkate alarak
ayetlerle ilgili aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
♦ Kim, kime söylüyor?
♦ Kim, kime söylüyor?
- Cevap: Müminlere seslenilmektedir.
- Cevap:11-) “Ey
iman edenler! Sizden bir kavim diğeriyle alay etmesin. Olabilir ki alay
edilenler, alay edenlerden daha hayırlıdır. Bir kısım kadınlar da
diğerleriyle alay etmesinler. Umulur ki alay edilen kadınlar, alay eden
kadınlardan daha hayırlıdır. Kendi kendinizi ayıplamayın, kötü
lakaplarla sataşıp atışmayın. İman nimetine eriştikten sonra din ve
ahlak sınırlarını aşmakla ilgili isim ne kötüdür. Kim tevbe etmezse,
işte onlar, evet onlar zalimlerdir.
12-) “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Şüphesiz ki zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Sizden biriniz, ölen kardeşinin etini yemek ister mi? Ondan tiksinirsiniz. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah tevbeleri çokça kabul edendir, çok merhametlidir.”
- Cevap: dedikodu, gıybet, tevbe, zan etme, iman
- Cevap: dedikodu yapmamaları, gıybet yapmamaları, zan ederken dikkatli olmaları, imanlı olmaları
Sayfa 123 Cevabı
A. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. İslam ahlakının konusu ve amacı nedir? Açıklayınız.
“İslam ahlakı – suizan – ahlak – iftira – gıybet – israf – yalan – tecessüs”
1. İnsanın yaratılıştan gelen özellikleri ile onun iyiliğini ve mutluluğunu amaçlayan kuralların hayata geçirilmesiyle kazanılan iyi ve güzel davranışların bütününe…...AHLAK.………..denir.
2. Yüce Allah (c.c.) tarafından Hz. Muhammed’e (s.a.v.) bildirilen, onun hayatında şekillenerek görünür
hâle gelen, İslam dininin insanlığa sunmuş olduğu hayat tarzı ve bu hayat tarzının arkasında bulunan düşünce dünyasına………..İslam ahlakı ……………….denir.
3. Bir kimsenin özel durumunu merak edip öğrenmek için onun bilgisi ve rızası dışında gizlice araştırma yapmaya……...TECESSÜS….………….denir.
4. Bir kimseye asılsız ve amaçlı olarak haksız bir şekilde suç, nitelik veya davranış isnat ederek onun
onur ve kişiliğiyle oynamaya………….suizan….………denir.
5. Herhangi bir kimse hakkında doğru bilgi ve delile dayanmaksızın olumsuz, kötü tahmin ve görüşlerde bulunmaya…………..iftira .……….. denir.
1. İslam ahlakının konusu ve amacı nedir? Açıklayınız.
- Cevap: İslam
ahlakı, Allah’a (c.c.) ve Allah’ın yeryüzüne göndermiş olduğu
elçilerine itaat etmeyi temel alan bir ahlak anlayışını esas almaktadır.
İslam ahlakının amacı, Allah’ın (c.c.) tüm yaratmış olduğu canlılara
karşı;– Merhametli olmak,
– Herhangi bir menfaat gözetmeksizin fedakarlıkta bulunmak,
– Karşılıksız sevgi ve saygı,
– İnsani ilişkilerde iyi niyetli, dürüst, güvenilir olmak,adil olmak ve kötü davranışlardan uzak durmaktır.
- Cevap: İnsanın manevi yönünü ifade eden ‘ahlak’ kelimesi, yaratılış, yaratılmış karakter ve tabiat anlamlarına gelen ‘hulk’ kelimesinin çoğuludur. İslam ahlakının ana kaynakları Kuran’ı Kerim ve Efendimizin sünnetidir. İslam ahlakı, Allah’a (c.c.) ve gönderdiği peygambere itaat etmeye dayalı bir ahlak anlayışını esas almaktadır.
- Cevap: Ahlak ile terbiye doğrudan ilişkili iki kavramdır. Allah (c.c.) iyi ve kötü huyları insanın doğasına yerleştirmiş, onları terbiye etme işini de insana bırakmıştır. Bu durum kişinin istediğinde ve iyi bir eğitim aldığında ahlakı güzelleştireceği, aksine kötü bir terbiye ile de kendini felakete sürükleyeceği anlamına gelmektedir.
- Cevap:
- Toplumu ayrıştırır
- Toplum içinde sorunların olmasına neden olur
- Huzur ortamının kaybolmasına neden olur.
- Cevap: Diyanet İşleri: Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
“İslam ahlakı – suizan – ahlak – iftira – gıybet – israf – yalan – tecessüs”
1. İnsanın yaratılıştan gelen özellikleri ile onun iyiliğini ve mutluluğunu amaçlayan kuralların hayata geçirilmesiyle kazanılan iyi ve güzel davranışların bütününe…...AHLAK.………..denir.
2. Yüce Allah (c.c.) tarafından Hz. Muhammed’e (s.a.v.) bildirilen, onun hayatında şekillenerek görünür
hâle gelen, İslam dininin insanlığa sunmuş olduğu hayat tarzı ve bu hayat tarzının arkasında bulunan düşünce dünyasına………..İslam ahlakı ……………….denir.
3. Bir kimsenin özel durumunu merak edip öğrenmek için onun bilgisi ve rızası dışında gizlice araştırma yapmaya……...TECESSÜS….………….denir.
4. Bir kimseye asılsız ve amaçlı olarak haksız bir şekilde suç, nitelik veya davranış isnat ederek onun
onur ve kişiliğiyle oynamaya………….suizan….………denir.
5. Herhangi bir kimse hakkında doğru bilgi ve delile dayanmaksızın olumsuz, kötü tahmin ve görüşlerde bulunmaya…………..iftira .……….. denir.
- Cevap:
Sayfa 124 Cevabı
Aşağıdaki sorulardan her biri için beş cevap seçeneği
verilmiştir. Seçeneklerden yalnızca biri doğrudur. Doğru seçeneği
bularak işaretleyiniz.
Aşağıdakilerden hangisi İslam ahlakının ana kaynaklarındandır?
A) Kur’an-ı Kerim B) Örf ve âdet
D) Edebî yazılar E) Atasözleri
C) Ahlak kitapları
Bu ayette yasaklanan kötü davranış aşağıdakilerden hangisidir?
A) Haset B) Yalan C) Riya
D) İsraf E) Hile yapmak
İki arkadaş İslam dininde yerilen aşağıdaki davranışlardan hangisini yapmıştır?
A) İftira B) Yalan C) Gıybet
D) Koğuculuk E) Suizan
A) Hilim B) Hüsnizan
D) Gıybet E) Koğuculuk
C) Gıpta
(Furkân suresi, 67. ayet.)
Bu ayetten aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılabilir?
A) Müslüman cömerttir.
B) İnsan israf etmeye meyilli bir varlıktır.
C) Cimrilik doğuştandır.
D) Müslüman tutumludur.
E) Cimrilik kötü bir davranıştır.
(D ) Din ile ahlak arasında karşılıklı bir ilişki vardır.
(D ) İslam ahlakının gayesi, insanın Yüce Allah (c.c.) ve yaratılmış diğer varlıklarla ilişkilerinin hangi ilke ve kurallar çerçevesinde gerçekleşeceği ve bu süreçte insanın kendisine, Allah’a (c.c.), başka insanlara, maddi ve manevi çevresine karşı görev ve sorumluklarının neler olduğudur.
( Y ) Ahlak kitapları, İslam ahlakının ilke ve hükümlerinin en temel kaynağıdır.
( Y) Hüsnizan, İslam ahlakında yerilen davranışlardan biridir.
( D) Koğuculuk, birkaç kişi arasında gerçekleşebilen gıybetin sınırlarını genişletme ve daha fazla kişiyi gıybete ortak etme faaliyetidir.
Defterinize “İslam ve Ahlak” konulu bir kompozisyon yazınız.
Aşağıdakilerden hangisi İslam ahlakının ana kaynaklarındandır?
A) Kur’an-ı Kerim B) Örf ve âdet
D) Edebî yazılar E) Atasözleri
C) Ahlak kitapları
- Cevap: A
Bu ayette yasaklanan kötü davranış aşağıdakilerden hangisidir?
A) Haset B) Yalan C) Riya
D) İsraf E) Hile yapmak
- Cevap: B
İki arkadaş İslam dininde yerilen aşağıdaki davranışlardan hangisini yapmıştır?
A) İftira B) Yalan C) Gıybet
D) Koğuculuk E) Suizan
- Cevap: C
A) Hilim B) Hüsnizan
D) Gıybet E) Koğuculuk
C) Gıpta
- Cevap: C
(Furkân suresi, 67. ayet.)
Bu ayetten aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılabilir?
A) Müslüman cömerttir.
B) İnsan israf etmeye meyilli bir varlıktır.
C) Cimrilik doğuştandır.
D) Müslüman tutumludur.
E) Cimrilik kötü bir davranıştır.
- Cevap: D
(D ) Din ile ahlak arasında karşılıklı bir ilişki vardır.
(D ) İslam ahlakının gayesi, insanın Yüce Allah (c.c.) ve yaratılmış diğer varlıklarla ilişkilerinin hangi ilke ve kurallar çerçevesinde gerçekleşeceği ve bu süreçte insanın kendisine, Allah’a (c.c.), başka insanlara, maddi ve manevi çevresine karşı görev ve sorumluklarının neler olduğudur.
( Y ) Ahlak kitapları, İslam ahlakının ilke ve hükümlerinin en temel kaynağıdır.
( Y) Hüsnizan, İslam ahlakında yerilen davranışlardan biridir.
( D) Koğuculuk, birkaç kişi arasında gerçekleşebilen gıybetin sınırlarını genişletme ve daha fazla kişiyi gıybete ortak etme faaliyetidir.
Defterinize “İslam ve Ahlak” konulu bir kompozisyon yazınız.
- Cevap:
Sayfa 125 Cevabı
1. Itikad, mezhep, fırka, ve tevil kavramlarının anlamlarını sözlük ve ansiklopedilerden araştırınız.
- Cevap:
- Fırka: Kelime olarak “bölüm, insan grubu, ayırma, topluluk, parti ve tümen” gibi anlamlara gelen fırka, terim olarak, İslâm fikir tarihinde siyasî düşünce veya itikadî telakkilere sahip bulunan mezhep anlamındaki düşünce akımı ve grupları demektir.
- *tevil: söylediği bir sözü ya da yaptığı bir davranışı, görünür anlamından çekinip, başka bir anlamdaymış gibi göstermeye çalışma.*İtikat: Kişinin akıl ve mantık yoluyla teslim olduğu ve gönülden inandığı değerlerdir.
*İtikadi Mezhepler: İtikat alanında takip edilen yol demektir. Maturudi ve Eşari olarak iki itikadi mezhep bulunmaktadır.
- Cevap: Hz. Peygamberin vefat etmesiyle birlikte Müslümanlar arasında dinî konularla ilgili ortaya çıkan sorunlar ve bunlara verilen çeşitli cevaplar farklı yorumların ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Yorum veya mezhep, dinin anlaşılması ve uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan oluşumlardır. Bu farklılıkların sebepleri şunlardır:
- a) İnsanın Yapısından Kaynaklanan Sebepler,
- b) Kültürel Sebepler, c) Siyasi Sebepler,
- d) Sosyal Sebepler, e) Coğrafi Sebepler,
- f) Dinî Metinlerden Kaynaklanan Sebepler
- Cevap: Maturidilik akaid konusunda Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî’nin görüşlerini benimseyenlerin oluşturduğu Ehl-i sünnet mezhebinin adıdır.Eş’arilik, İslam itikadi mezheplerinden birisidir. Mezhebin kurucusu olan İmam Eş‘arî, hicrî 260 (873) yılında Basra’da doğmuş, kırk yaşına kadar Mu‘tezile mezhebine bağlı kalmıştır.
- Cevap:﴾59﴿Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.
Sayfa 127 Cevabı
Yollar her ne kadar çeşitli ise de gaye birdir. Görmüyor musun ki
Kâbe*ye giden ne çok yol vardır. Bazısının yolu Rum’dan, bazısının
Şam’dan, bazısının Acem’den, bazısının Çin’den, bazısının da deniz
yolundan Hint ve Yemen’dendir.”
(Mevlana)
Bu sözü arkadaşlarınızla yorumlayınız.
(Mevlana)
Bu sözü arkadaşlarınızla yorumlayınız.
- Cevap: Bu dünyada farklı inançlar da olsa farklı Allah’ı bulma yolları da olsa bütün bu yolların çıkacağı tek yer bütün bu yolların sonundaki tek şey Yaradan Tanrı’dır.
Sayfa 132 Cevabı
Sizce günümüzde özellikle farklı dinî yorum farklılıkların
ortaya çıkmasına neden olan ne gibi faktörler vardır? Arkadaşlarınızla
değerlendiriniz.
- Cevap: Yorum farklılıklarına toplumdaki değişiklikler, yenilikler ve gelişmeler de etki etmektedir. Hayat durağan olmayıp sürekli gelişme ve değişimlere açıktır. Hayattaki bu gelişme ve değişim, yeni sorunların ve ihtiyaçların ortaya çıkmasına yol açtığı gibi dini anlayışlara da etki edebilmektedir. Müslüman bilginlerin bu değişime paralel olarak yaptıkları değerlendirmeler de birbirinden farklı olabilmektedir.
- Cevap: Herkesin kendi bildiği doğru yolda ilerlemesi kendisine uygun olan görüş ve inanç neyse onu seçmesi inanması ve ona göre yaşaması geliyor.
Sayfa 133 Cevabı
Dinî konularda herkesin yaptığı yorum bağlayıcı mıdır? Niçin?
Sizce dinî konularda yorum yapacak kişinin hangi özelliklere sahip
olması gerekir? Arkadaşlarınızla konuşup bu özelliklere ilişkin bir
liste oluşturunuz.
- Cevap: Hayır sadece yorum yapanı bağlar. Ama Kuran ve sünnetten örnekler verir kanıtlara dayandırırsa o zaman ciddiye alınıp tartışılabilir.
Sayfa 134 Cevabı
İslam düşüncesindeki siyasi – itikadi mezheplerden
hangilerini biliyorsunuz? Sizce bu mezheplerin ortaya çıkış sebepleri
neler olabilir? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap: Bu mezheplerin ortaya çıkış sebepleri yorum farkı, düşünce ayrılıkları, siyasi ve sosyal ekonomik sebepler olabilir.
Ehl-i Sünnet kavramı sizde ne gibi çağrışımlar yapıyor? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap: Ehl-i Sünnet, kısaca; Hz. Peygamber’in sünnetine uyan ve Hz. Peygamber’i hayatta örnek edinen ve onun sünnetine göre hayatına yön veren demektir.
Sayfa 136 Cevabı
Eş’ariliğin inanç konularındaki yaklaşımı hakkında hangi konular dikkatinizi çekti? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: Eşarilik , 3.asrın başlarında Ebü’l-Hasan Ali b. İsmâil el-Eş‘arî ile ortaya çıkan ehli sünnet mezheplerinden birisidir. Eşari mezhebi selefilik mezhebinin tersine inanç konularında akla da değer vererek, âyet ve hadislerin yanında aklî deliller de kullanmıştır.
- Cevap: Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî, Hanefi mezhebinden olanların itikad imamı, İslam alimi. Kurucusu olduğu kabul edilen i’tikadî mezhep “Matûridilik” olarak anılır.
Sayfa 138 Cevabı
“Şii ve Şiilik” kelimeleri size ne çağrıştırıyor? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap: Şîa, Ehl-i sünnet grubunun dışında yer alan, günümüze kadar varlığını koruyan ve hâl-i hazır İslâm dünyasında da önemli sayıda taraftarı bulunan en önemli itikadî, fıkhî ve siyasî mezheptir.
- Cevap: Şia mezheplerinden Caferiye veya İmamiye-i isna aşeriye mezhebine göre din ve dünya işlerini düzenleyen ve dini önder ve hüccet olarak kabul edilen on iki rehber. İlki Hz. Ali olan bu on iki imamı mezheplerinin temeli sayan Şiîlere verilen isim de “İsna Aşeriye”dir.
Sayfa 141 Cevabı
Ehl-i Sünnet ve Şia arasındaki inançla ilgili konulardaki
benzerlik ve farklılıklar nelerdir? Arkadaşlarınızla bir şema
oluşturunuz.
“Ey Muaz! Oraya gittiğinde ne ile hüküm vereceksin?
Muaz: Allah’ın (c.c.) kitabı ile.
Ya Allah’ın kitabında bir hüküm bulamazsan?
Muaz: Allah’ın (c.c.) elçisinin sünneti ile.
Orada da bulamazsan?
Muaz: Allah’ın (c.c.) vahyi ve resulünün sünnetinden hareketle kendi görüşümle bir sonuca varırım.”
(Ebu Davud, Sünen, Akdiye, 11.)
Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Muaz b. Cebel’in (r.a.) arasında geçen konuşmadan hareketle İslam bilginlerinin yorum yaparken uyguladıkları yöntemi arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap:KUR’AN-I KERİM
Ehli Sünnet’e Göre:
Ehil Sünnet Kur’an’ın sıhhatine, ziyade ve noksan olmadığına ittifak etmiştir. Kur’an Arap dili kural ve usullerine uygun olarak anlaşılır. Ehli Sünnet Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğuna, hadis ve mahluk olmadığına, içinde batıl bir şeyin bulunmadığına ve müslümanların inanç ve muamelatta ilk kaynağının Kur’an olduğuna inanırlar.
Şiiler’e Göre:
Bazılarına göre Kur’an sıhhatli değildir Kur’an Şii inançlarından herhangi biriyle çatıştığında mezheplerine uygun garip teviller yaparlar. Bu yüzden bunlara “Müteevvile” ismi verilmiştir. Daima Kur’an toplanırken ortaya çıkan ihtilafa işaret etmeyi severler. Kendi imamlarının sözleri onlara göre güvenilen teşri kaynağıdır.
HADİS
Ehli Sünnet’e Göre:
Şeriatta ikinci kaynak ve Kur’an’ı açıklayıcı mahiyettedir Peygamber (SAV)’den sahih olarak gelen herhangi bir hadise muhalefet etmek caiz değildir. Hadislerin sahih olduğunu anlamak İslam Ümmeti alimlerinin Hadis Usulü hususunda ittifak ettiği kurallara dayanır. Bunun yolu da senedin tahkikidir. Kadın ve erkek ayırdedilmeksizin adil şahısların şehadetiyle güvenilir olup olmadıkları incelenir. Her hadis rivayet edenin belli bir tarihi, rivayet ettiği hadislerin sahih olup olmadığı tespit edilmiştir. Yalancıdan, meçhul şahıslardan sadece akrabalık vasfıyla hadis kabul edilmez. Çünkü hadis rivayeti her türlü itibarın üzerinde büyük bir emanettir.
Şiiler’e Göre:
Resulullah (SAV)’ın ehli beytine nisbet edilen ve siyasi savaşlarında Hz. Ali’nin yanında bulunanların rivayet ettiği hadislerden başkasını kabul etmezler Hadislerin kabulünde sahih olup olmadığına, senedine ve ilmi metoda ehemmiyet vermezler. Çok defa meçhul şahıslardan rivayet ederler ve derler ki : Muhammed b. İsmail’den .o da ashabımızdan birinden, o da bir adamdan rivayet etti ki şöyle dedi…” Kitapları sıhhatinin ispatı mümkün olmayan on binlerce hadisle doludur. Ve bu hadisler üzerinde dinlerini bina etmişlerdir ” Bu tutumlarıyla Sünnet-i Nebeviye’nin dörtte üçünden fazlasını inkar etmişlerdir. Bu nokta Şiiler’in diğer müslümanlardan ayrıldığı en mühim noktadır
- Cevap: İslam’ın farklı şekillerde yorumlanması siyasi itikadi açıdan olduğu gibi ameli – fıkhî açıdan da olmuştur. Ameli – fıkhi yorumlar genellikle dinin ibadet, insan ile insan ve insan ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen belirli ilkeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yorumların ve farklılıkların hiç birisi dinin özünde ve temel ilkelerinde olmamıştır. Hz. Muhammed’in vefatından sonra dini sorunlara Kur’an ayetleri ve Hz. Peygamberin uygulamaları ile çözümler bulunuyordu. Fetihlerin artması, sorunların çokluğu ve yeni bir çok sorunun ortaya çıkışı, özellikle Hicri ikinci asırdan itibaren Müslümanları bazı konularda dini çalışma ve gayreti içerisine soktu. Giderek gelişen ve çoğalan İslam toplumunun sorunlarına çözüm bulmak için, gerekli dini düzenlemelerin yapılması şart olmuştu.
“Ey Muaz! Oraya gittiğinde ne ile hüküm vereceksin?
Muaz: Allah’ın (c.c.) kitabı ile.
Ya Allah’ın kitabında bir hüküm bulamazsan?
Muaz: Allah’ın (c.c.) elçisinin sünneti ile.
Orada da bulamazsan?
Muaz: Allah’ın (c.c.) vahyi ve resulünün sünnetinden hareketle kendi görüşümle bir sonuca varırım.”
(Ebu Davud, Sünen, Akdiye, 11.)
Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Muaz b. Cebel’in (r.a.) arasında geçen konuşmadan hareketle İslam bilginlerinin yorum yaparken uyguladıkları yöntemi arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: İnsanların inanç konusunda güvenecekleri ve rehber kabul edecekleri kaynakların neler olduğu ile ilgili ders verici bir kıssadır.
Sayfa 142 Cevabı
Sizce fıkhi –,ameli yorumlar ile siyasi – itikadi yorumlar arasındaki en önemli fark nedir? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
- Cevap: Kaynaklar ve yorumlamalar arasındaki görüş ayrılıklarıdır.
- Cevap: Mezhebin, İslam’ın görüş ayrılıklarından ortaya çıkan kollarından her birine verilen isimdir. Hanefi mezbebi, Ebu Hanife’ye nispet edilen mezheptir. Hanefilik ise, Hanefi mezhebine tabi olmaya verilen isimdir.
Sayfa 145 Cevabı
Abbasi halifelerinden Mansur, İmam Malik’in Muvatta adlı eserini çok
beğenmiş, insanları onun eserindeki görüşlere uymaya mecbur kılmak
istemişti. Ancak o, bunu duyunca Halife Mansur’u tutumunun yanlış olduğu
konusunda şöyle uyarmıştı: “İnsanları kendi hâllerine bırak. Başkaları
daha güzel içtihatlarda (yorumlarda) bulunabilir. İçtihatlara hürmet
etmek gerek.”
(Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi ve İslam Hukuku, s. 134.)
♦ İmam Malik’in bu sözlerinden hareketle İslam düşüncesindeki fikir zenginliğinin gelişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
(Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi ve İslam Hukuku, s. 134.)
♦ İmam Malik’in bu sözlerinden hareketle İslam düşüncesindeki fikir zenginliğinin gelişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Cevap: İnsanların yorumlarına saygı duyulabilir görüşler güzel olabilir insanlar itikadlerinde serbest olmalılar ancak yine de asıl kaynaklara itimat edilmelidir.
- Cevap: Dinde bir çok farklı görüşün olmasından kaynaklanıyor olabilir. İslam içinde bulunan görüş ayrılıkları farklı içtihatların olmasına neden olduğu içinde bu sözü söylemiş olabilir.
- Cevap: İmam-ı Şafiî’nin (Hicri 150 (MS 767), Gazze – Hicri 204 (M.S. 820), Kahire) kendi usulüne göre şer’i delillerden çıkardığı hükümlere ve gösterdiği yola Şafiî Mezhebi denir. Ehl-i sünnet itikadında olan müslümanlardan, âmellerini yani ibadet ve işlerini, bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara Şafiî denir. Şafiîlik olarak da anılır. Şafiî mezhebi dört Sünni fıkıh mezhebinden birisidir.
Sayfa 146 Cevabı
Sizce ülkemizin doğu kesimlerinde Şafii mezhebinin yaygın
olmasının sebepleri neler olabilir? Mezheplerin ortaya çıkış nedenlerini
de dikkate alarak arkadaşlarınızla değerlendi.riniz
- Cevap: Şâfiî mezhebi özellikle Mısır’da yayılmıştır. Çünkü mezhebin imamı hayatının son dönemini orada geçirmiştir. Bu mezhep, Irak’ta da yayılmıştır. Çünkü Şâfiî fikirlerini yaymaya önce orada başlamıştır. Irak yoluyla Horasan ve Mâveraunnehir’de de yayılma imkânı bulmuş ve bu ülkelerde fetvâ ile tedrisatı Hanefî mezhebi ile paylaşmıştır. Bundan dolayı Doğu kesimlerinden yayılmış olması doğaldır.
- Cevap: İmam-ı Hanbeli (Ahmed bin Hanbel)’in kendi usulüne göre şer’i delillerden çıkardığı hükümlere ve gösterdiği yola Hanbeli Mezhebi denir. Ehl-i sünnet itikadında olan müslümanlardan, amellerini yani ibadet ve işlerini, bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara Hanbeli denir. Hanbelilik olarak da anılır. Günümüzde körfez ülkelerinde Irak, Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan’da mensupları bulunmaktadır.
Sayfa 147 Cevabı
Ahmed b. Hanbel içtihat ve taklit hakkında şöyle der:
■ Yorumlayalım
– “Ne beni, ne Maliki, ne Sevri’yi ve ne de Evzai’yi taklit et. Hüküm ve bilgiyi onların aldığı kaynaklardan al.”
– “Dinini hiçbir müçtehide ısmarlama. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabtan geleni al, sonra tabiin gelir ki kişi bunlarda serbesttir.”
(Muhammed Ebu Zehra, İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, C 3, s. 179)
Ahmed b. Hanbel’in bu sözleri onun yorum metodu hakkında size neler düşündürüyor? Arkadaşlarınızla yorumlayınız.
■ Yorumlayalım
– “Ne beni, ne Maliki, ne Sevri’yi ve ne de Evzai’yi taklit et. Hüküm ve bilgiyi onların aldığı kaynaklardan al.”
– “Dinini hiçbir müçtehide ısmarlama. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabtan geleni al, sonra tabiin gelir ki kişi bunlarda serbesttir.”
(Muhammed Ebu Zehra, İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, C 3, s. 179)
Ahmed b. Hanbel’in bu sözleri onun yorum metodu hakkında size neler düşündürüyor? Arkadaşlarınızla yorumlayınız.
- Cevap: Yorum yapılırken kullanılacak kaynağın herkes tarafından kabul edilen Kuran veya sünnet gibi kaynakların esas alınması gerektiğini anlamaktayız.
- Cevap: Hz. Ali’nin torunlarından Câ’fer-i Sâdık (ö. 148/765)’ın etrafında toplanan ve onun ictihadlarına göre amel eden müslümanların bağlı oldukları siyasi ve fıkhî mezhep. İmâm Câ’fer, bütün Sünnîlerce, özellikle tasavvuf ehlince büyük bir velî olarak kabul edilir. O, kendisini ilme ve tefekküre vermiş, Ebû Hanîfe ve İmâm Mâlik gibi büyük müctehidler bile ondan faydalanmıştır.
Sayfa 150 Cevabı
Arkadaşlarınızla Nisâ suresinin 59. ayetinin mealini birkaç
defa okuyunuz. Yapılan açıklamaları da dikkate alarak ayetlerle ilgili
aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
♦ Kim, kime söylüyor?
♦ Kim, kime söylüyor?
- Cevap: Dini bütün bütün müslümanlara seslenilmiştir.
- Cevap: Söz tutmak, boyun eğmek, emri yerine getirmek” mânasına gelen itaat, sosyal, siyasî, hukukî, ahlâkî boyutlarıyla İslâmî hayat düzenini kuran temel kavramlardan bahsedilmektedir.
- Cevap: ahlak, itikat, İslami hayat,
- Cevap: Söz tutmak, boyun eğmek, emri yerine getirmek” mânasına gelen itaat, sosyal, siyasî, hukukî, ahlâkî boyutlarıyla İslâmî hayat düzenini kuran temel kavramlardan bahsedilmektedir.
Sayfa 151 Cevabı
A. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. İtikad, fıkıh, mezhep ve fırka ne demektir? Açıklayınız.
“itikad – din – din anlayışı – Ehl-i Sünnet – Şia – fıkıh – mezhep”
1. Dinin temel kaynaklarının içinde bulunulan koşullara, sosyal ve kültürel durumuna göre yorumlanma ve yaşanma biçimlerine……..din anlayışı..………………………..denir.
2. İslam düşüncesinde siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, coğrafi vb. sebeplerle ortaya çıkan belli yorumlar veya kişiler etrafındaki sistematik gruplaşmalara………...mezhep….…………….denir.
3. İnsanın dünya ve ahirette mutlu olabilmesi için Yüce Allah’ın (c.c.) göndermiş olduğu emir ve yasakların hepsine…….din..……….denir.
4. Dini anlama ve yaşamada Kur’an-ı Kerim’i ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetini rehber edinen, sahabenin yolunu izleyen ümmet çoğunluğuna………..Ehl-i Sünnet….……………….denir.
5. Yüce Allah’ın (c.c.) göndermiş olduğu emir ve yasakların hepsine kesin bir şekilde inanmaya itikad denir.
1. İtikad, fıkıh, mezhep ve fırka ne demektir? Açıklayınız.
- Cevap: İtikat; inanç anlamına gelir. Arapça bir kelimedir.
-Tüm bu olanlardan sonra ona itikatımı kaybettim.
-Dini bütün,itikatlı bir insandı.
Fıkıh; İslami yasaların uygulanması anlamına gelir.Fıkıhla ilgilenen kişiye de fakih adı verilir.
-Müslümanlar, fıkıh hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Mezhep; bir dinin farklılaşmış kollarına verilen addır.
-Farklı mezheplerden olmak çatışmaya sebep olmamalıdır. - Tasavvuf; yaratanla yaradanın bir olduğuna inanılan,varlık birliğine dayanan din, akımdır.
-Mevlana’nın bu kitabını okuduktan sonra tasavvufa karşı ilgim arttı.
- Cevap: Din
anlayışında farklı yorumların ortaya çıkması bir zenginlik olarak
görülmelidir. Eğer dinin kuralları farklı biçimlerde yorumlanamaz
olsaydı yaşanması zor olurdu. İslam düşüncesindeki yorum
farklılıklarının sebepleri:Dini metinlerden kaynaklanan sebepler,
Sosyal sebepler,
Kültürel sebepler,
İnsan yapısından kaynaklanan sebepler,
Coğrafi sebepler,
Siyasi sebepler.
- Cevap: İslam düşüncesinde yer alan siyasi itikadi yorumlardan biri olan Haricilik, İlk olarak Sıflîn Savaşı’nda ortaya çıkmıştır. Şia, Hariciler, Mezhepler bu gruba girer.
- Cevap: İslam bilginlerinin görüş ve düşüncelerini temel alan Caferilik, Hanefilik, Malikilik, Şafiilik ve Hanbelilik gibi mezhepler oluşmuştur. Caferilik, Peygamberimizin soyundan gelen İmam Cafer Sadık’ın görüşlerini temel alan mezheptir.
- Cevap: Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir
“itikad – din – din anlayışı – Ehl-i Sünnet – Şia – fıkıh – mezhep”
1. Dinin temel kaynaklarının içinde bulunulan koşullara, sosyal ve kültürel durumuna göre yorumlanma ve yaşanma biçimlerine……..din anlayışı..………………………..denir.
2. İslam düşüncesinde siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, coğrafi vb. sebeplerle ortaya çıkan belli yorumlar veya kişiler etrafındaki sistematik gruplaşmalara………...mezhep….…………….denir.
3. İnsanın dünya ve ahirette mutlu olabilmesi için Yüce Allah’ın (c.c.) göndermiş olduğu emir ve yasakların hepsine…….din..……….denir.
4. Dini anlama ve yaşamada Kur’an-ı Kerim’i ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetini rehber edinen, sahabenin yolunu izleyen ümmet çoğunluğuna………..Ehl-i Sünnet….……………….denir.
5. Yüce Allah’ın (c.c.) göndermiş olduğu emir ve yasakların hepsine kesin bir şekilde inanmaya itikad denir.
- Cevap:
Sayfa 152 Cevabı
C. Aşağıdaki sorulardan her biri için beş cevap seçeneği
verilmiştir. Seçeneklerden yalnızca biri doğrudur. Doğru seçeneği
bularak işaretleyiniz.
1. Aşağıdakilerden hangisi İslam düşüncesinde oluşmuş itikadi yorumlardan biri değildir?
A) Eş’arilik B) Maturidilik C) Zeydiye D) İmamiye E) Malikilik
Bazı özellikleri verilen itikadi mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eş’arilik B) Maturidilik C) İmamiye D) Zeydiye E) Malikilik
A) Maturidilik B) Ehl-i Sünnet C) Şia D) İmamiye E) Zeydiye
A) Tevhit B) Peygamberlik C)Ahiret D) İmamet E) Kitap
A) Allah (c.c.) birdir, eşi ve benzeri yoktur.
B) Dinî tebliğ olmasa da kişi akılla Yüce Allah’ı (c.c.) bulabilir.
C) Kişi iyi ve kötü, güzel ve çirkin olan şeyleri akılla bulabilir.
D) Yüce Allah (c.c.) kişiye gücünün yetmeyeceği şeyleri yüklemez.
E) Allah’ın (c.c.) diğer sıfatları gibi tekvin yani yaratma sıfatı da ezelidir.
1. ( Y ) Coğrafya dinin yorumlanmasında etkili olan sebeplerden biri değildir.
2. ( D ) İslam düşüncesindeki farklı anlayışların gruplaşmış hâli olan mezhepler din değil, dinin anlaşılma
biçimleridir.
3. ( D ) Dinî konuları yorumlamak bir uzmanlık işidir.
4. ( D ) İslam dininin temelini Allah’a (c.c.), meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kaza ve
kadere iman etmek oluşturur.
5. ( Y ) Zeydiye, Maturidilikle birlikte Ehl-i Sünnet’in diğer ana kolunu oluşturan mezheptir.
D. Defterinize “İslam Dinamik Bir Dindir.” konulu bir kompozisyon yazınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi İslam düşüncesinde oluşmuş itikadi yorumlardan biri değildir?
A) Eş’arilik B) Maturidilik C) Zeydiye D) İmamiye E) Malikilik
- Cevap: E
Bazı özellikleri verilen itikadi mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eş’arilik B) Maturidilik C) İmamiye D) Zeydiye E) Malikilik
- Cevap: A
A) Maturidilik B) Ehl-i Sünnet C) Şia D) İmamiye E) Zeydiye
- Cevap: C
A) Tevhit B) Peygamberlik C)Ahiret D) İmamet E) Kitap
- Cevap: D
A) Allah (c.c.) birdir, eşi ve benzeri yoktur.
B) Dinî tebliğ olmasa da kişi akılla Yüce Allah’ı (c.c.) bulabilir.
C) Kişi iyi ve kötü, güzel ve çirkin olan şeyleri akılla bulabilir.
D) Yüce Allah (c.c.) kişiye gücünün yetmeyeceği şeyleri yüklemez.
E) Allah’ın (c.c.) diğer sıfatları gibi tekvin yani yaratma sıfatı da ezelidir.
- Cevap: A
1. ( Y ) Coğrafya dinin yorumlanmasında etkili olan sebeplerden biri değildir.
2. ( D ) İslam düşüncesindeki farklı anlayışların gruplaşmış hâli olan mezhepler din değil, dinin anlaşılma
biçimleridir.
3. ( D ) Dinî konuları yorumlamak bir uzmanlık işidir.
4. ( D ) İslam dininin temelini Allah’a (c.c.), meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kaza ve
kadere iman etmek oluşturur.
5. ( Y ) Zeydiye, Maturidilikle birlikte Ehl-i Sünnet’in diğer ana kolunu oluşturan mezheptir.
D. Defterinize “İslam Dinamik Bir Dindir.” konulu bir kompozisyon yazınız.
- Cevap: Neye ve nasıl inanmış olursa olsun tüm insanlığa ışık tutacak, yol gösterecek, farkında olmasa dahi insanlar mutlaka İslamı yaşamış olacakları bir hayat nizamı (müesseseler ) oluşturulması gerekmektedir..Dil ile ikrar kalp ile tasdik kişinin kendi iradesiyle yapacağı tercihtir, isteyen cenneti isteyen cehennemi tercih eder bizimki tebliğdir diyebileceksek bize düşen insanlığa İslamın koşullarına göre hizmet etmektir. Din her gün değişen toplum hayatına uyar ve ona uyum sağlar. Mesela teknoloji geliştikçe din de teknolojiden faydalanır. Bu da dinin dinamizmini gösterir.